21 Kasım 2008 Cuma

Bölgesel Zayıflamada Liposuction

Kilo fazlası olmayan ya da kabul edilecek derecede olan hastalarda bölgesel yağlanmanın en etkili yolu o bölge ya da bölgelerdeki fazla yağ dokusunun direk yöntemler uygulanarak alınmasıdır.

Göbek, basen, uyluk iç,ön ya da arka kısmında, diz içi, kollar ya da gıdı bölgesi gibi bölgelerde "Lipodistrofi" olarak adlandırılan durumda bu bölgeler normalin üstündeki sayıda yağ hücresi (liposit) içerir. Lipodistrofi genellikle genetik ya da bebeklik ve çocukluk döneminde hatalı beslenmeden kaynaklanır. Lipodistrofik bölgeler kilo alınırken en hızlı şekilde hacim artışına uğrarken kilo veriminde en son erir. Çoğu zaman hastalar normal kiloda olsalar dahi bu bölgelerdeki fazlalık kişinin fiziki görünümünü negatif yönde etkiler.

Her ne kadar ameliyatsız uygulamalar (radyofrekans, USG...vs.) bu bölgelerdeki lipit metabolizmasını hızlandırarak yağın özellikle bölgesel olarak erimesine yardımcı olsalarda obez olmadıkları halde bölgesel olarak ciddi fazlalığı olan ya da diğer metodlardan tatmin edici sonuçlar almayan hastalar için en iyi çözüm liposuction yani yağ dokusunun aspire edilerek çekilmesi yöntemidir.

Liposuction “lipos=yağ” ve “suction=emmek” sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur ve “vakumla yağ emmek” anlamına gelmektedir. Vakumlu bir pompaya bağlı özel tasarlanmış kanüller aracılığıyla vücudun çeşitli bölgelerinden yağ emme tekniğidir. Kanüller kullanılarak yapılan liposuction yaklaşık çeyrek asırdır uygulanmaktadır. “Liposhaping, lipoplasty, liposculpture, suction assisted body contouring, suction lipectomy, liposhifting” gibi çeşitli adlarla anılan tekniklerin temelinde liposuction ve alınan yağın gerekli yerlere yeniden enjekte etme yatar. Aslında, tüm yapılan işlemlerde amaç, vücudun çizgilerini değiştirmektir. Hemen tüm bu işlemler temelde liposuction tekniğine dayanır.

İnce kanüller yardımıyla, yüzeydeki yağ dokusunun alınması ve deri altında oluşturulan düşük miktarda tahriş yardımıyla; deride çekme ve dolayısıyla daha gergin bir yüzey sağlayabilen bu işlem, gerçekten de deri fazlasını düzeltip, sellülit için belli bir oranda düzelme sağlayabilir. Bu tekniğin teorik olarak işe yaramasına rağmen, bazı olumsuz sonuçları da doğurabileceğini bilmek gerekir. Bu konuda yeterince deneyimli olmayan kişilerce yapıldığında istenmeyen sonuçlarla yüzleşmeniz kaçınılmaz hale gelebilir. Bölgesel kalıcı deri hasarları, kalıcı renk değişimi, yüzeysel damarlamada artış ve hatta o bölge derisinin canlılığını kaybetmesi olasıdır.

Liposuction yaptıracak olan kişinin öncelikle genel sağlık durumunun iyi olması gereklidir. Çünkü işlem rasgele muayenehanelerde ve polikliniklerde yapılabilecek basit bir işlem değil; aksine ciddi bir cerrahi işlemdir.
Liposuctionda temel olarak genel anestezi kullanılsa da küçük alanlar için lokal anestezi kullanılabilir.

KİMLER LİPOSUCTİON İÇİN UYGUN DEĞİLDİR
· Bağ dokusu hastalıkları
· Kan pıhtılaşmasında sorunlar ve kanama bozuklukları
· Lupus
· Şeker hastalığı
· Kalp-akciğer hastalığı, yüksek tansiyon
· Depresyon
· Aşırı şişmanlık
· Yara iyileşmesinde sorunlar
· Son 6 ay içinde Roaccutane® kullanan hastalar
· Sigara
· Alkolizm ve ilaç bağımlılığı
· Hamilelik

detaylı bilgi için http://www.estetikcerrahi.gen.tr 'yi inceleyebilir, sorularınızı bana iletebilirsiniz.

13 Ocak 2008 Pazar

Bölgesel zayıflama ve Radyofrekans tedavisi

Selülit tedavisi ve bölgesel incelme amacıyla günümüzde kullanılan non invazif cihazlar arasında son teknolojiyi kombine olarak içeren Thermo-C radyofrekans cihazında, vakumterapi, diode laser ve kriyoterapi ünitesini tek bir başlıkta toplamıştır. Bu sayede birden fazla girerken tedavi için zaman kaybı ve yetersiz sonuç ihtimali azaltılmış olur.

Bipolar radyofrekans cilt kollajen sentezini tetiklerken ciltaltı yağ dokusu metabolizmasını hızlandırır. Derin katmanlardaki selülit sebebi olan fibröz bantların gevşetilmesine neden olurken vakumterapi ünitesi bu bantların esnetilmesini sağlamanın yanısıra lenfatik drenajı arttırarak bölgenin incelmesine katkıda bulunur. Vakum sayesinde probe içine çekilen dokuya radyofrekans daha yoğun nüfuz eder.


635 nm Diode Laser (LED) yoğun ışıma ile kromoterapik etki yapar. Bu derideki kollajenin üretimini stimule eder ve mikrosirkülasyonu arttırarak cilt yenilenmesine ve toparlanmasına katkıda bulunur. Aletin problarına eklenmiş olan +6c soğutma sistemi (kriyoterapi) sayesinde ısı artışı ve ağrı ortadan kaldırılmış olur. Bu sayede hasta için maksimum uygulama konforu sağlanırken acı olmaması radyofrekans ve laser komponentinin daha yüksek konsantrasyonda kullanılabilmesini ve dolayısıyla daha iyi sonuç alınmasını sağlar.


Thermo-C'nin 3 farklı başlığı uygulama bölgesine göre tercih edilir. Geniş başlık sırt, basen, kalça ve uyluk ön yüzü için kullanılırken orta başlık kol sarkmalarında, karın ve bel bölgesinde, baldırlarda daha konforlu bir tedaviyi sağlar. Yüz başlığı alın, yanaklar ve gıdıkta cilt yenilenmesinde ve sarkıklarda yüz güldürüce sonuçlar elde eder.

Kliniğimizde Thermo-C tedavisi başarı ile uygulanmakta olup detaylı bilgi ve iletişim için http://www.estetikcerrahi.gen.tr/ adresimi ziyaret edebilirsiniz.

Daha 4-5 uygulamada sonuçları gözle görülürken uygulamaların uzun döneme yayılması daha pozitif ve kalıcı sonuçlara ulaştırır. Haftada 2 seans 45-60 dakikalık seanslar halinde yapılan Thermo-C radyofrekans sayısı Hastanın varolan deformasyonuna göre Plastik Cerrah değerlendirmesine göre planlanır. Genellikle 10-12 uygulama sonrası tedavi sonlandırılır. Aşırı selülit durumlarında 15-20 seansa kadar çıkılabilir. Tedavi sonlanmasından itibaren 1 ayda bir tek seans destekleme önerilir.

Diğer metodlarda da olduğu gibi Thermo-C de kilo vermeye yönelik uygulama değildir. Kilo alma trendindeyseniz, aşırı kilonuz varsa öncelikle yapılması gereken diyet ve spordur. Radyofrekans, ultrason (USG), LPG gibi lokal kullanımı olan cihazların hiçbiri direk yağ dokusunun erimesini sağlamaz.

Radyofrekans tedavisi için uygun aday olduğunuzu düşünüyorsanız çekinmeden iletişime geçebilirsiz.

Kavitasyon, deri yüzeyinden uygulanan ultrasonun derialtı yağ dokusundaki hücrelerde yarattığı hücresel masaj etkisiyle lipositlere zarar vermeye dayanan bir yöntemdir. Bölgesel yağ birikimleri ve selülitle kulağımızla duyamayacağımız frekanstaki ses dalgaları yardımıyla savaşan, cerrahi olmayan bir yöntemdir.

Kavitasyon uygulaması ile oluşan köpüklenme önce genişleme, sonra patlama yaratır. Kavitasyon aslında daha önce fizik tedavide kullanılan derin ısıtıcı ultrasonun yan etkisi olan "kavitasyon" etkisinden esinlenerek geliştirilmiştir. Fizik tedavi esnasında normalden fazla dozda uygulanan ultrasonun uyglama sahasında çökmelere sebep olduğunun görülmesi üzerine yöntem özellikle yağ dokusuna yönelik olacak şekilde geliştirilmiştir.

Kavitasyonda sonraki seanslar haftada 2 seans, daha sonra haftada 1 seans olarak devam edebilir. Kişinin durumuna göre seans sayısı belirlenir. Tedaviyi desteklemek için, yağsız diyet, bol su içilmesi önerilir. Non invazif olarak tanımlanan bu uygulama diğer benzer uygulamalar gibi yardımcı tedavidir. Şişman hastalara önermem. Bu yöntemlerle sonuç alınabilmesi için hastaların tedavi protokolüne uyum göstermeleri şarttır. Fazla kilosu olan, kilo alma trendinde olan hastalarda diyet, spor ve düzgün yaşam tarzı olmadan elde edilecek sonuçlar yüz güldürücü olmayabilir.

Bu metodlardan biri ya da birkaçını düşünüyorsanız. Konu hakkında yeterli bilgi ve tecrübe sahibi bir estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı ile irtibata geçmenizi öneririm. Ülkemizde neredeyse her semtte çok sayıda olan ve sağlık ve estetikle uzaktan yakından ilişkisi olmayan, ehil olmayan kişilerce işletilen bir takım merkezlere güvenmeyin.

Sağlıklı, güzel ve forma günler dileğiyle...